23 Mart 2016 Çarşamba

CUBBELİ HOCAMİZ'IN HAPİSTE  İKEN YAZDIĞI MEKTUPTAN ALINTIDIR
Safer ayı dergisinde zikredildiği üzere Büyük Veli Mâülayneyn Hazretleri bütün belâların safer ayının son çarşamba gecesinde, bir de martın ilk çarşamba gecesinde gökten nâzil olduğunu ve bunlardan korunmak için şunların okunması gerektiğini zikretmiştir
Belâlar yağmadan önce duayı acele yapmak için 15 mart salıyı çarşambaya bağlayan gece akşam namazının peşine:

a) 12 kere Fâtiha-i Şerîfe,

b) 100 kere besmele-i şerîfe,

c) 100 kere

«بِسْمِ اللّٰهِ الَّذِي لاَ يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْئٌ فِي الْأَرْضِ
وَلاَ فِي السَّمَاءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ.»
d) 100 kere

«لاَحَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللّٰهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ.»
e) 27 kere İnnâ Enzelnâ sûre-i şerîfesi,

f) 27 kere

«اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ النَّبِيِّ الْأُمِّيِّ وَعَلٰى أٰلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلِّمْ تَسْلِيمًا.»
okunur. Aman herkesi bu konuda uyarın, ben sizi Allâh için çok seviyorum. Çünkü saferin son çarşambasından sonra en tehlikeli gece budur ve bu gece okunanlar bir senelik belalara karşılık olacaktır inşâallâh! (Mâülayneyn, Na‛tü’l-bidâyât, 2/654-655)

Ayrıca bu sayılanlara ilâveten her çarşamba gecesi okuduklarımızdan geride zikredilenler arasında bulunmayan, yüz kere «يَا خَالِقُ»zikri ile yüz adet «سُبُّوحٌ قُدُّوسٌ»zikri okunur. Aman göreyim sizi o güne kadar herkese bu zikirleri tenbihleyin, zira hadîs-i şerifte:

«لاَ يَرُدُّ الْقَضَاءَ إِلَّا الدُّعَاءُ.»
“Kazayı (bela kararını) ancak dua geri çevirebilir” buyrulmuştur.

Sonra “Mart Ayının Fırtına Takvimi”ni açıklayan ilmî bir makale gördüğümde baktım ki bu tarih için “Husûm Fırtınası” diye yazmışlar. Husûm Fırtınası ise el-Hâkka Sûresi’nde Âd kavmini yerle bir eden fırtınanın vasfı olarak zikrediliyor. Onun için evliyâullâhın tespitlerini hafife almamak ve muktezâsınca amel etmek gerekir.

Bazıları bana “Hoca Efendi! Bu kadar dua biliyorsun yine de başın beladan kurtulmuyor” diyebilir. Ama yine de ben bu dualarla nice belalardan kurtulduğuma inanıyorum. Peşimde o kadar iç ve dış düşman, üzerimde bu kadar kem göz ve etrafımda bunca casus ve ajan varken, demek bu duaları da yapmasam Ka‛bu’l-Ahbâr Hazretleri’nin buyurduğu gibi “Şu duaya devam etmeseydim, düşmanlar beni eşek gibi bağırtacaklar yâhut köpek gibi afkurtacaklar.”

O mübarek zat Tevrât ulemâsından iken Hazreti Ömer döneminde Müslüman olunca tabi Yahudiler ona çok kızdılar ve helakı için hîleler yaptılar. Ama o:

«أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللّٰه التَّامَّاتِ الاَّتِي لاَ يُجَاوِزُهُنَّ بَرٌّ وَلاَ فَاجِرُنِ الَّذِي يُمْسِكُ السَّمَاءَ أَنْ تَقَعَ عَلَى اْلأَرْضِ إِلاَّ بِإِذْنِهِ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ وَذَرَأَ وَبَرَأَ وَمِنْ شَرِّ الشَّيْطَانِ وَحِزْبِهِ.»
“Yarattığı, ürettiği ve türettiği her şeyin şerrinden, şeytanın ve taraftarlarının şerrinden Allâh’ın tastamam kelimelerine sığınıyorum ki iyi-kötü kimse onları aşamaz, O Allâh ki izni olmadan yerin üzerine düşmesin diye göğü tutmaktadır”(Ebû Nu‛aym el-İsbahânî, Hilyetü’l-Evliyâ, 5/377) duasına devam ederek onlardan kurtuldu.

Rabbim cümlemize dünya ve âhiret âfiyetleri ihsan eylesin. Âmîn diyen dillerimizi nâr-ı cahîminden âzâd eylesin. Âmîn! Haftaya Rabbimin inâyetiyle buluşmak üzere!

مع السلام والعافية وبالقلوب الصافية

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder